15 Kasım 2018 Perşembe

Hayat Bilmecesinin Cevabı Neydi?


Sormuşlar Dervişe:
-"Hayat nicedir?"
Demiş ki;
-"Hafız, hayat bir bilmecedir. Çözene gündüz, çözemeyene gecedir."

Hayat bazen sarmaşıklaşan, var olan dikenlerini bazı zamanlar daha da belirginleştiren, yokuşu çıkarken ki nefes nefese kalış gibi, evin içine Güneş girmez (merhamet ve sevgiden yoksun) gibi, balonu patlayan çocuğun üzülmesi yada korkması, bir kelebeğin ömrü gibi...

Ama bazende Güneşin doğuşu, yazın ve kışın gelişi, bir eli umutla tutmak, iyiliğe tebessüm ile karşılık vermek gibi, kalbinin derinliklerinde saklı olan çocukluğunun sevinci gibi, bir annenin kollarında olmanın sıcaklığı ve güvenliği gibi, çocuk ile çocuklaşıp oyun oynayıp vakti nasıl geçtiğini anlamamak gibi, sevdiğinin gözlerine içine huzurla bakmak varlığıyla nefes almak gülüşüyle yeniden doğmak gibi...


Hayatın biz insanlara katmış olduğu derin manalar ve değerli zamanlar vardır. Herkes için ayrı bir anlam ifade eden hayat, zaman içinde bir güzelleşirken bir başka gün kötüleşi veriyor. Bu iki durumda yapılması gereken en güzel şey her hale Allah'a şükür halinde bulunmaktır. Kötü günümüzde nasıl Allah'ı hatırlıyor ve ondan yardım, yürek ferahlığı istiyorsak, bize iyi günümüzde vermiş olduğu güzellikler içinde O'nu hatırlayıp O'na şükür etmeliyiz. 

KENDİMİZE;
"Bugün var olduysam eğer bana verilmiş olan bir şans, bir lütuf ve bir görev vardır...Bu zamana dek yaşadığım ve yaşayacağım her ne varsa hamd olsun. İnsan deneyimleyerek, yaşayarak, fark ederek öğrenir, kendine dersler çıkararak alınması gerekeni alır ve yolunu buna göre inşa eder. "
demeliyiz.

Ve ben de inanıyorum ki hayat, bana devamlı bir şeyler öğrenip, kendime bir şeyler katmam için yardım ediyor.

(NOT: Hedefe ulaşmaya çalışan şey, düz yoldan çok inişli çıkışlı yoldan giderse daha hızlı varır.)

Kötü gününde iyi gününde kıymetini bilip bilinçli bir şekilde sabırla bu dünyada ki son istasyonumuza varıncaya kadar ilerleyelim. 




/ASFA AKMER


Fotoğraf için kaynak:
http://www.yazgulu.com.tr/wp-content/uploads/2016/06/hayat-1.jpg

14 Kasım 2018 Çarşamba

Yazarımız: ASFA AKMER


Esselamu aleyküm diğer bir mânâ ile Merhaba... (Merhaba;
farsça kökenli olarak ”benden size zarar gelmez”anlamında kullanılmaktadır.)  

Bendeniz Asfa Akmer Hatun;
Önce bu yola sonra da yazacaklarım için Bismillah ile başlıyorum inşeAllah.
Blogger ile yeni çıktığım yolculuk, can davadaşım, yoldaşım... kendimi bildim bileli hayatımda var olan LeylunNehar'ın daveti ile gerçekleşti. Bu yolculuktan önce ise Allah'ın nasip etmesiyle bana iki can davadaşı, yoldaşı... daha kazandırdı. Nesl-i Asiyelerim Müberra ve Katre-Misal. Allah'ım onlardan ebediyen razı olsun, siz sevgili okurlardan da.
Şimdi kendimden kısaca bahsedecek olursam eğer 😊
Yeşilliğinin çeşitliliği bol olduğu diyarın çimenliğinde yaşıyorum, hayatıma 20 yıldır devam ediyorum. En çok çocukluğuma hasretim ve çocuklara onların masumiyet timsali hallerine bayılıyorum. Bu yüzden (esasında bir çok neden de var... 😉) üniversite yolculuğum içinde Çocuk Gelişimi bölümünü okumayı tercih ettim. 

Sırf önce çocukları söyledim diye diğer insanları sevmiyorum anlamına gelmesin. 😊 
Her insan bir kitaptır. Onları okumak için düşüncelerine ve davranışlarına bakmak gerekir... İnsanları izlemeyi, onlarla muhabbet etmeyi, yardımlaşmayı vb. çok seviyorum. 

Her canlı bana bir şeyler öğretir, düşündürür, yazdırır. Kainat hem açıklık hem de kapalılıklarla dolu, gel de buna hayret edip merak etme... Araştırmayı, keşfetmeyi, öğrenmeyi, uygulamayı kendime hedef kıldım.

Müberra Hatun kendi tanıtım yazısında bir cümleye değinmiş. Diyor ki; "Öğrendikçe anlıyor insan, mana unutulmuş, hayatı sorgulamadan bize öğretilenlerle yüzeysel olarak yaşıyormuşuz." Ne kadar da tesiri altında bıraktıran bir cümle anlamak, yorulmak, çabalamak isteyene...
Farkındalık oluşturmak için bir çok yol var hayatta ve etkisini göstermek içinde yüreğe, samimiyete ihtiyaç var. Blog yazmayı da tercih etme sebebim sessiz haykırışlarım için sesli bir haykırış, düşüncelerimizi sunabilmek için bir aracı olmasını istiyorum...

Benden de bugünlük bu kadar Sevgili Okurlar, sözü kaleme (düşüncelere) sizleri de Allah'a emanet ediyorum. Hayrla tekrardan görüşmek üzere inşeAllah.



13 Kasım 2018 Salı

Öldüğünü söylemekle O'nu yaşamak eş değer midir?



Her geçen gün dahada vakit daralıyor, yürekler ağızda, kainat farkında, "Kıyamet geliyor!" diye haykırıyor her şey... Ölüm ise her dakika her salise kimine adım adım kimine koşarak geliyor. Evet her insan her hayvan her bitki... ölüyor fani olan ölüyor. Ama kimse "ölüyorum ben, bitiyorum ben..." diyerek ne ölebilir ne de bitebilir. Ölüm bizlere yalnızca Allah'ın emriyle gelir onun dışındakiler laf ebeliği olarak ölmektir, çünkü ölüm lafla söyleyerek onu yaşamadan söylemek olmaz. Tüm ölmüş olanlara ve ölmüş sayılıpta diri olanlara saygısızlık etmiş oluruz! Nefes alıyorsak bu fani dünyada kendimize de saygısızlık etmiş oluruz! Neden diye soracak olursak etrafımıza bir bakalım ve düşünelim, hâlâ varız. Yaşıyorsun sevgili okur, yaşıyoruz... Yaşıyorsak hâlâ bitmemiş, görülmesi, duyulması, yürünülmesi, konuşulması, tutulması, gereken bir takım şeyler var. Ne tövbe kapısı kapalı nede umudun kapısı... Vakit çok geç olmadan şımarıklığı bırakalım, sonradan pişman olacağımız şeyler yapmayalım!

(Benden ilk başta kendime sonrada sizlere kardeş tavsiyesi!)

Esselamu aleyküm.


/Asfa Akmer 

Hanım Sahabelerimiz Serisi -3- Hz. Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (ra)

  DİRAYET TİMSALİ ÜMMÜ SELEME BİNT EBİ ÜMEYYE ( R.A) Hayatından kısaca bahsetmeden önce belirtmek isterim ki sahabe efendilerimizin hayatlar...