16 Haziran 2020 Salı

İçimizdeki İnciler -7- SADIRDAN SATIRLARA


Yazmak, okumaktan sonra gelen güzide eylem, okuduklarının insanı harekete geçirme durumu... Bir nevi okumanın devrimi. İnsana düşündüğünü hissettiren bir fiil çeşidi. Düşündüklerini tekrar ve farklı yollardan düşündüren kuvvet, düşünce üssü düşünce kaynağı. Bir uzlet hali.
Yazmak, fani ömürde kalıcılığı yakalama çabası. Cihadın kalemle yapılanı. Niyete göre bir ibadet hali...
Bunlar bizim "yazmak" üzerine cılız tanımlarımız. Bu noktada esaslı bir tanıma yer vermek gerekir diye düşünerek sözü Nuri Pakdil' e bırakıyoruz. 
Diyor ki "Kudüs Şarimiz" : "Yazmak, uzun yürüyüşe başlamaktır. Yazarın ödevi, yazmaktır. Bir yazar, ancak, yazarak girebilecektir insanlığa. Bu bağlamda yazmak, bir hayat biçimim olmuştur benim."

Yazmak herkesin kendi alemincedir. Bizce nasıldır buna misaller vermek isteriz. Yazmak duyguların görünür kılınmasıdır mesela. Ne hissettiğini hissetmektir. Yazdıkça duygularından haberdar olur insan. Hiç olmazsa asgari bir miktarını kağıda dökmüştür. Kelimelerin arasına serpiştirilmiştir gözyaşları, sevinç kırıntıları, ümitler, hevesler belki de hezeyanlar. Bu hisler ne denli geçtiyse yazıya okuyucunun da o denli yüreğine işler yazılanlar. Hem yazar hem okuyucu  haberdardır artık hissedilenlerden. Sanki yazarın duyguları ete kemiğe bürünmüş okuyucu ile muhabbetini pekiştirmektedir.

Okudukça yazmaya meyleder insan. Yazdıkça daha fazla okuyası gelir. Okumak-yazmak güzel niyetler üzere yapılırsa (bizim niyetimiz en başta Allah rızası olmalıdır) bu eylemler bereketlenir, kıymetlenir. Yazılanlar insanlara ulaştığında ki kalemin cihadı burada ortaya çıkar, kişilerin bilinçlenmesine vesile olmuş oluruz. Bir kişinin dahi hakikat penceresinden bakmasına vesile olsak bu bize kafidir. Günümüzün medya ve iletişim araçlarını düşündüğümüz zaman ise yazımızın yüzlerce yerde paylaşılma ihtimali ve milyonlarca insana erişme imkanı var. Subhanallah! İnsanın içini umutla dolduran bir gelişme bu.

Başta sadece okurduk, sonra yazmaya başladık kendimizce yazdık. Blogta yazmak nasip oldu ; tüm toyluğumuzla burada yazmaya devam ettik. Aşık olduk şiir (yazı) yazdık, şiirlerimiz (yazılarımız) asıl Aşk'ı  bulunca anlam kazandı.
"Leyla' dan Mevla' ya gider de yolumuz
 Leyla'ya dönüp bakmayan Mecnun oluruz"
 Dedik bir söz arasında.
 Yazmaya devam ediyoruz inandığımız tüm değerler uğruna. Yazmaya devam edeceğiz Hakk yolunda, halk için. Yazacağız ki geleceği inşa, günümüzü ihya edeceğiz. Yazmanın hakkını vereceğiz. Allahın izniyle.
/Bir Bibliyofil

6 yorum:

  1. Yaa çok güzel olmuş 🤩 altını çizmek istediğim çok cümle oldu ❣️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bakışınız için teşekkür ederiz efendim. :)

      Sil
  2. “ Bir uzlet hali.Yazmak, fani ömürde kalıcılığı yakalama çabası. Cihadın kalemle yapılanı. Niyete göre bir ibadet hali...” bu kısımda yazmaya sarılıyoruz, kendimize yazıyor, sesimizi önce kendimize duyuruyoruz... Elinize sağlık, en nadide yanımıza, yazmaya değinmeniz manidar olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit ayırıp okumaya ve yorum yapmaya değer bulduğunuz için teşekkür ederiz. :)

      Sil
  3. Alak suresinde Rabbimiz önce oku der yaratan rabb'inin adıyla... İki kere gelen oku emrinin devamı ilginçtir ki rabbin Kerem sahibidir ki o kalemle yazmayı öğretti. Hatırda kalmaz satırda kalır çünkü..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel dediniz: "Hatırda kalmaz, satırda kalır." Var olun <3

      Sil

Hanım Sahabelerimiz Serisi -3- Hz. Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (ra)

  DİRAYET TİMSALİ ÜMMÜ SELEME BİNT EBİ ÜMEYYE ( R.A) Hayatından kısaca bahsetmeden önce belirtmek isterim ki sahabe efendilerimizin hayatlar...