30 Mayıs 2020 Cumartesi

İçimizdeki İnciler -5- KALBE DÖNÜŞ


Allah'ın merhameti üzerimize olsun.
Bu duanın tesirine daha fazla ihtiyaç duyduğumuz zamanlardan geçiyoruz.
Niyetim menfi şeyler yazıp içinizi karartmak değil. Bilakis içimize dönmek için bir vakit var.
Belki de bu vakit, hep ihmalimize kurban giden, çığlıklarına dahi alıştığımız kalbimizin olmalı.
Vakit kalbimize dönme vakti…

Şu çağın insanları olarak ortak yazgımız yorgun olmak. Ruhumuzun her zerresiyle yorgunuz.
Haliyle bu denli yorgun ruhların çağın hızını yakalamakla meşgul olan bedenlerimize yetişmesi pek kolay olmuyor. Ruhların geride kalması ve yorgun olması bize yeterince pahalıya patlıyor zannımca. Çünkü ruha yeteri kadar önem verilmeyince o da manevi gıdasını alamadığı için bu eksikliğin yeri kolay doldurulabilir cinsten olmuyor.

Ya gönüller, onlar da hep kırgın ve incinmiş değiller mi? İncindiğimiz ve incinmesine sebebiyet verdiğimiz  insanlarla kalbimize yeni bir taş ekleniyor ve insan insanın gönlüne yük oluyor.
Peki nedir bunun sebebi? Bunca insan aynı şeylerden muzdaripse nedir çaresi?
Ya da bu yazgı, söylenmekten öteye geçemedi mi? Herkesin dilinde aynı şey fakat biz çoktan kabullenmiş bir şekilde yolumuza devam ediyor gibiyiz. Kimse, kimse tarafından hakiki anlamda anlaşılmadığından yakınırken birilerinin bu kısır döngüden bizi çıkarmasını mı bekliyoruz yoksa? Neden beklemek yerine kendimiz bu döngüyü kırmıyoruz? Kalabalıklar içindeyiz fakat bir yandan da üç maymunu oynuyoruz. Kendimiz dışındaki her şeye karşı duyarımızı yitirmişiz. Kimin ne yaşadığı pek de umrumuzda değil gibi. Birbirimizi adeta yalnızlığa terk ediyoruz bu koca kalabalık içinde. Dolayısıyla insan yalnız kalmanın hazzına varamadan yalnızlık çekiyor. Ve tabi en büyük imtihanı yaşayan yine biziz(!). Diğerinin derdi de dert mi Allah aşkına! Birbirimizi ittiğimiz yalnızlık, anlaşılan bizi bencil kimliklere büründürmüş. Ruhlarımızı köreltmiş.

Belki de kurtulmamız gereken kendimize uzak gördüğümüz ölümün bizi sürüklediği  gaflettir. Yaşadığımız olağanüstü durumlarda biraz daha hatırladık sanki ölümü, hesabı ve ahireti.
Kalplerimiz de bir nebze nefes aldı hakikatin sesini bizlere duyurabildiği için.
Ruhlarımız mı? Onlar da bedenlerimizin yetişmeye çalıştığı çağın hızı ciddi bir ivme kaybedince yorgunluğunu atıp soluklanabildi. Her halimize hamdusenalar olsun.

"(Ey insan!) Sana gelen her iyilik Allah’tandır. (Yine) başına gelen her kötülük ise kendi nefsindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir resûl olarak gönderdik. (Buna) hakkıyla şahit olarak Allah yeter."
(Nisa suresi 79.ayet)

/Katre-Misal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hanım Sahabelerimiz Serisi -3- Hz. Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (ra)

  DİRAYET TİMSALİ ÜMMÜ SELEME BİNT EBİ ÜMEYYE ( R.A) Hayatından kısaca bahsetmeden önce belirtmek isterim ki sahabe efendilerimizin hayatlar...