19 Ekim 2020 Pazartesi

Değerlerimiz Serisi -6- EN BÜYÜK EMANET: SEVGİ



Evliliklerinde 10 yıl ne çabuk geçmişti. Geçen yıllarını düşündükçe derin bir hüzün kaplıyordu kalbini. Hele ki kendinden önce ahirete göç eden Pınar'ı düşündükçe kalbine sanki keskin bıçaklar saplanıyordu. Pınar'ı erken yaşta yakalayan amansız hastalık (meme kanseri) yakasını bırakmamıştı. Tedavilere yanıt alınamamıştı. Hikmetin Pınar ile anıları gözünün önünden gitmiyordu. Pınar ile olan evliliklerini şöyle özetliyordu : "Onu ilk tanıdığımda hanımefendiliğine vurulmuştum. Az konuşur ama öz konuşurdu; kelimeler kalbinden süzülüp gelirdi. Yaşama sevinci etrafındaki herkese motivasyon kaynağıydı."

Pınar'ı kaybedeli altı ay geçmişti tam. Onunla zamanını dolu dolu geçirmediği için derin bir üzüntü duyuyordu. Onun gözlerine daha çok bakıp sevdiğini söylemediğine pişmanlık duyuyordu.

"Onu anlamak için daha çok çabalasaydım... Her ağladığında gözünün yaşını mendille silseydim... Bırak sahte gözyaşını, duygusallığa bağlama gibi cümleler kurmasaydım..." Bu düşünceler Hikmeti yaşayan bir ölüye çeviriyordu.

Pınar'ın çocuk doğuramaması ve onu yıllardır suçlaması, sürekli yüzüne vurması... Annesinin, yengelerinin sözü ile gaza gelip iki defa başka bir kadınla evlenmeye niyet etmesi... Tabi kadınların dolandırıcı oldukları ortaya çıkınca şükür ki ucuz yırtması... İşte ömür boyu hakkını yediği Pınar'ını çok özlüyordu Hikmet. Kokusunu bir defa alabilmek o kara gözlerine bir defa bakabilmek için neler feda etmezdi ki...

On yıl geçirmişlerdi Pınar'la ama nasıl eziyet etmişti. Hikmet yeni evlenecek gençlere acı tecrübelerinden doğan bilgi birikimini en samimi şekilde anlatıyordu: "Değerli kardeşlerim siz siz olun hanımefendi kardeşlerimi asla sevgisiz yarı yolda bırakmayın. Allah'ın en büyük nimetinin sevgi olduğunu ve eşlerinizin size Allah'ın en büyük emaneti olduğunu unutmayın. Son nefesimize kadar sevgisini size emanet eden eşlerinize sımsıkı sarılın. Ömür o kadar kısa ki bugün sahip olduğun her şey yarın senden alınabilir. Her nimetin şükrü kendi cinsinden olmalıymış ya, sevilmek nimetinin şükrü de çok sevmek olmalı. Bazen evi temizlemediği, yemek yapmadığı için eşime kızdığım günleri hatırlıyorum. Şimdi evimin içinde olsa da her yer koksa, aç kalsam da sadece onun kokusu gülümsemesi evimden hiç gitmeseydi. Ben erkeğim, kılıbık değilim deyip eşime yardım etmediğim, her işi ona yaptırdığım günleri hatırladıkça ciğerim sızlıyor."

İşte on yıl sonra eşinin erken ölümü ile anlamıştı sevginin değerini. Aynı evin içinde bile olmak ne güzelmiş, ne büyük bir lütufmuş.

Hikmet on yılı ne kadar acımasız biri olarak geçirdiğini anlayıp her gece eşinin ruhuna fatihalar okuyup dualar edip yatıyordu.

Değerli Okur Kardeşlerim, sevgisini size emanet eden insanlara daha çok sarılın. Asla sevgisini yerden yere çarpmayın, yarı yolda bırakmayın. Sevginin Allah'ın en büyük emaneti olduğu bilerek yaşamanız ve bu bilinçteki insanlarla yolunuzun kesişmesi duasıyla...

/Sükut-u Vaveyla

4 yorum:

  1. Bazı insanlar için müstehaktır yaşadıkları! Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müstehaktır muhakkak ancak merhamet isteriz Ya Hak... Allah razı olsun.

      Sil
  2. Okurken hiç bitmesini istemediğim satırlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmeniz bizi motive ediyor Sevgili Okur. :)

      Sil

Hanım Sahabelerimiz Serisi -3- Hz. Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (ra)

  DİRAYET TİMSALİ ÜMMÜ SELEME BİNT EBİ ÜMEYYE ( R.A) Hayatından kısaca bahsetmeden önce belirtmek isterim ki sahabe efendilerimizin hayatlar...