22 Eylül 2019 Pazar

Renkler Aşkına -3- TEMSİL-İ BEYAZ



Ufak bir yolculuğa çıkalım sizlerle. En sevdiğim renklerden beyazı da yanımıza alalım.
Okuduğum şehir Gaziantep'e doğru yol alıyoruz babam ve kardeşimle. Diğer gün okulum başlıyor. Bu sene 4.sınıf oldum. Hastanede stajlara başlıyoruz İnșaAllah. Açıkçası tam olarak idrak edemedim hastaneye başladığımı, ama yarın beyaz önlüklerle hastaneye geçince anlarım herhalde :))
Okula ilk başladığım zaman alışma süreci zor olmuştu gerçekten. Yeni bir kalacak yer, tanımadığım yeni insanlar, derste bir şeyler anlatıp anlatıp giden hocalar... Ne işim var burada diye düşündüğüm olmuştu. Ama beyaz önlüğü giyince "Ya ben doktor olacağım" bu hissiyat bana çok iyi gelmişti, alışma sürecime çok büyük katkısı oldu. Laboratuvar derslerinde giyiyordum, şimdide hastanede giyeceğim inșaAllah.
Doktorluk... Hayata gözlerimizi hastanede açarız genelde. Biz ağlarken etrafımızdakiler șen șakrak haber bekliyordur doktordan. Ve hoş geldin bebek, sefalar getirdin :) Aile hekimine bir yeni üye daha. Tarama testleri, aşılar... Büyüdükçe hasta olur, hastaneye gelir. En nihayetinde ölünce de yine bir doktor muayene eder. Hayatın her aşamasında vardır onlar. İyi davranın onlara olur mu, biz de güler yüzümüzle, derslerimize kendimizi vererek size en güzel şekilde hizmet vermeye çalışacağız inșaAllah.
Gaziantep'e gelmemize az kaldı. Yolculuk bitiyor. Ben küçükken yollardaki beyaz çizgileri takip ederdim. Çok dikkatimi çekerdi. Yol boyu takip edince de en sonunda midem bulanırdı herhalde :D Bazı yollarda dümdüz, bazı yollarda kesik kesik çizgiler... Uzaktan bakınca dümdüz gibi görünür kesik çizgiler, ama yanına gelince her birini birer birer geçeriz. Sanki hayatımızdan geçen günler gibi. Her ilerleyişinde bir yaşam çizgisini, gününü arkada bırakır insan. Arabayla her mesafe kat edişinde yolun sonuna yaklaşır. Hayat yolunda da doğumla beraber geri sayım başladı, yolun sonuna yaklaşıyoruz, uzaklaşmıyoruz değil mi? Cahit Sıtkı Tarancı ne de güzel ifade etmiş:
"Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali musalla tașında."
Baş rolümüz beyaz renkti tekrar hatırlayalım. Bence unutturmadım zaten :) Bir sorum olacak sizlere;
Sizce peri masallarında mı kaldı beyaz renk? Saflığın duruluğun rengi bu dünyamızda yer edinebildi mi? Masallar gerçek değildir sevgili okur. Saf masumiyet de bulamayız gerçekler dünyasında. İnsan hep bir noksandır. Kötülüğe meyil eden yanı vardır. Bizim için de oran önemlidir. Kâr zarar hesabı... Yanına gittiğinizde size huzur veren, varlığı ile ortama değer katan, bulunduğu yere yük olan değil de yükünü alan insan bence beyazın temsilcisidir.
Beyaz yürekli insan... Arada siyah noktalar düşer kalbine. Zira insanın yazgısıdır kirlenmek. Hata edip tövbe etmek. Cenneti kazanmaya geldik buraya, yaşamaya değil. İmtihan edileceğiz elbet. Kötüye meyil etmesek nasıl imtihan olur ki? İşte kalbe düşen bu siyah noktalardan rahatsız olup onu temizlemeye çalışan beyaz yürekli insandır. Bembeyaz yüzü olmasa da yüreğinin beyazlığı yüzüne de yansır, en güzel yüzlü insanlardan biri oluverirler. Onlar az sayıdalar ve sevginin de emeğe ihtiyacı var. Beyaz yürekli insanlara sahip çıkın :) Sizin de beyaz yürekli insanlardan olmanız duasıyla...

/Müberra

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hanım Sahabelerimiz Serisi -3- Hz. Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (ra)

  DİRAYET TİMSALİ ÜMMÜ SELEME BİNT EBİ ÜMEYYE ( R.A) Hayatından kısaca bahsetmeden önce belirtmek isterim ki sahabe efendilerimizin hayatlar...