29 Ocak 2020 Çarşamba

Damdan Düşen Mektuplar -6- ZORLUK GÜZELE GEBEDİR


ZORLUK GÜZELE GEBEDİR

Kendi fakültemdeki kardeşime...
Merhabalar güzel insan. Ben Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi 4.sınıf öğrencisiyim.
Sadece insanların bedeniyle ilgilenip hekimlik yapmaktansa gönül hekimliği de yapmaya niyetlendik. Bu kapsamda birbirinden değerli arkadaşlarımla kendi fakültemizdeki kardeşimize mektup yazalım diye düşündük. Tabi bu projelerimizin ufak bir parçası :) Burdan koordinatörümüz LeyluNehar'a selamlar. Bizi kamçılayan, toparlayan kendileri olur. Bu hayatta ya kendimiz kendimizi kamçılayacağız ya da başkalarının bize bunu yapması gerekecek. Aksi takdirde oturdukça oturası geliyor insanın. Yattıkça yatası...

Evet, biraz tıp fakültesi deneyimlerinden bahsedeyim sana. Çok klasiktir, kimse anlamaz zamanın nasıl geçtiğini, olayların ilk başlangıç hali gözümüzün önüne gelir de bugünlere ne kadar kısa sürede geldiğimize hayret eder dururuz. Ben de öyleyim tabi ki. Birinci sınıfta okulun ilk günü blog yazarlarımızdan Zümrüdü Anka Kuşu'na nasıl sarıldığım hala hatırımdadır.:) Hafız doktorum gerçekten çok değerli bir insan. O yüzden ilk geldiğim zaman ben onun çevresine dahil olup, onun arkadaşları ile  arkadaşlık kurmayı hedefledim.
Evet, her şey planlıydı :) Çünkü insanın kimle 'takıldığı' çok önemli . Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan alır. Üniversitedeki arkadaşlık ortamı bundan sonraki hayatımızda bizim karakterimizi şekillendiren çok kritik bir nokta. İnsanlar değişiyor büyüdükçe ama özellikle üniversitede artık karakter oturuyor. O yüzden samimi olduğumuz arkadaş ortamını ona göre seçmek durumundayız. Bence bir insan nasıl biri olmak istiyorsa öyle insanlarla arkadaşlık etmeli ve bir insana verilebilecek en kısa ve en önemli nasihatlardan biridir "hayırlı arkadaşlık edinmeye gayret etmesi".
Yapmaya üşendiğimiz işleri yapmak, gitmeye üşendiğimiz yerlere gitmek arkadaşlarla beraber olunca kolaylaşıveriyor ve eğlenceli hale geliyor. Aynı  zamanda bir arkadaş vardır; dedikodu, gıybet, malayani işlerle uğraşır ve uğraştırır. Bir arkadaş vardır; sana Allah'ı, hesabı, sonunu hatırlatır, yapmak istediğin dini vazifelerini sana kolaylaştırır. O yüzden güzel insan, nasıl bir insan olmak istiyorsan öyle arkadaşlıklar edin.

Birinci sınıf genel olarak en kolay senedir. Bol bol kendini geliştir. :)
İkinci sınıf ise benim için en zorlu seneydi. Hakiki manada tıpla tanıştığımız bir sene bence. Derslerin ciddi ağırlığını, yorgunluğunu hissettim. Bu sene hiç şakaya, savsaklamaya gelmez, kalıverirsin sonra :) Bizim okulda da ikinci sınıfta  kalmalar çok oluyor maalesef.
Üçüncü sınıf hekimliğe ilk adım gibiydi. Bu sene doktor olacağımı hissettim diyordum ben. Klinik hocaları giriyor artık derslere, klinik terminolojisi kullanıyor. Hocalar o kadar aşina olmuşlar ki patır patır klinik terminolojisi ile konuşuyorlar biz de kendimizi uzaylı gibi hissediyorduk. :) Bu hemen hemen her komite başında böyle oluyordu. Ve artık acaba benden doktor olmayacak mı diye ciddi ciddi düşünmeye başladığım bir sene üçüncü sınıf. Özellikle farmakoloji beni çok zorlamıştı. Çok yoğun ve zor bir sene, ben tüm bu bilgileri nasıl aklımda tutacağım, daha telafuz edemiyorum, hastalara nasıl bakacağım, benden nasıl doktor olacak... Bu düşünceler hemen hemen her tıp öğrencisine gelir güzel insan. O dönemde intörn olan bir ablayla konuşmuştuk. O da böyle düşüncelere dalıyormuş zamanında. Bu konuyu bir hocası ile konuşmuş. O da "İyi bir doktor sence nasıl olur?" diye sormuş. Hastaların iyi doktor anlayışı nedir biliyor musun? Güleryüz gösteren, gözlerine bakan, hastalığın durumunu açıklayan, yapılacak işlemleri düzgün anlatan ve sorularının cevaplayan. Bak genel olarak "şahsiyetle" ilgili bunlar. Kimse hekimin bilgisini çok sorgulamıyor. Hasta doktorun kendisine olan ilgisine göre değerlendiriyor. Elbette temel tıp bilgilerimiz olacak, çok çalışıp vazifemizi yerine getirmeye gayret edeceğiz ama bu işin püf noktası hastalara karşı takındığımız tavır. Zaten zamanla bilgiler oturuyor Allah'ın izniyle. Bu söylediklerime ilk başta çok itimat etmeyebilirsin ama aklının bir köşesinde olsun. Çünkü ciddi manada benden doktor olmaz mı diye sorguladığın anlar gelecektir. Sen niyet et, üstüne düşen vazifelerini yap, hastalarına gülümse, inşaAllah senden çok güzel doktor olacak :)
Biraz da 4.sınıftan bahsedeyim. Şuanda yarıyıl tatili girmesine yaklaşık 1 hafta kaldı. Kabaca 4 .sınıfı yarılamış olduk elhamdülillah. 4.sınıf artık hastanenin, stajların başladığı dönem. Bir nevi iş hayatına başlamış gibi oluyorsun. Ve burası sade öğrencilikten farklı. Üst dönemdeki ablalar söylüyordu ama ben anlamlandıramıyordum. Sevgili okur maalesef maneviyatta bir takım sallantılara uğrayabilirsin bu dönemlerde. Tabii bu genel bir yargı, inşaAllah sende olmaz ama bu ortam değişikliğinin azizliğine uğrama ihtimalimiz yüksek maalesef. Dini hassasiyetlerde azalmalar oluyor. Kız erkek karışık birlikte iş yapıyoruz. Elbette kız ve erkeğin konuşması haram değil. Allah'ın koyduğu sınırlar çerçevesinde konuşuruz, iş birliği yaparız, yardımlaşırız. Buradaki mühim nokta o sınırları korumak. Ve kolay bir iş değil maalesef :( O yüzden sınırlarımızı korumak adına bu sene biraz daha fazla çaba sarf etmemiz gerekiyor. Dini hassasiyeti bizden daha çok olan insanlarla bir arada olmaya özen göstermeli. Sana tavsiyem tıp dışındaki farklı bölümlerden hassasiyeti çok olan insanlarla da vakit geçirmen.
Hastanede çalışmanın tek sorunu bu değil elbette. Zihin doluluğu oluyor bende. Ciddi manada hayatımın bir parçası olmuş durumda. Ve zihnim sürekli hastane ile dolu olunca diğer yapmam gereken vazifelerimi de biraz arka plana atmış oldum.:( Bu durum herkeste olur mu bilmem ama bu da sıkıntılardan bir tanesi. Yalnız yazıyı bitirirken hep sıkıntılardan bahsettiğimi fark ettim. Her şey zıddıyla bilinir. Zorluğu varsa bu işin, kolaylığı da vardır. Hekim olacağımm hissi bambaşka güzel. Allah kibirden muhafaza etsin. Beyaz önlüklerle bizi dolaştıran Allah'a hamd olsun.
Yükümüz ağır, yolumuz uzun. Zorlu bir süreç tıp fakültesi. Fakat tüm insanlığa faydalı hem beden hem de gönül hekimlerine ihtiyacımız var. Neden kolay olana kaçıyorsun, sabret ve zoru başar! Selametle...
 /Müberra

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hanım Sahabelerimiz Serisi -3- Hz. Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (ra)

  DİRAYET TİMSALİ ÜMMÜ SELEME BİNT EBİ ÜMEYYE ( R.A) Hayatından kısaca bahsetmeden önce belirtmek isterim ki sahabe efendilerimizin hayatlar...