24 Ağustos 2020 Pazartesi

Kariyere Dair -9- PANDEMİ KARİYERİ


Bir acil hekimi olarak kariyerime devam ettiğim şu pandemi günlerinde ruh sağlığımızı nasıl korumamız gerekir konulu bir yazı yazmak istedim. Hadi başlayalım o zaman, vakit nakittir diyerek zaman kaybetmeden. 

Malum zor dönemlerden geçiyoruz. Salgın hastalığı ağır atlatanlar, atlatamayanlar, önlemlere uymaya çalışanlar, her türlü önleme uymasına rağmen bir şekilde hastalığa yakalananlar ve sadece işini yapmak uğruna canını ve ailesini feda eden bizler... Zor günler, çok zor günler gerçekten yaşadıklarımız. 

Başımdan geçen bir olayı ve bana hissettirdiklerini sizinle paylaşmak istiyorum; geçen gün yoğun bakımda Covid-19 entübe(solunumu suni yardım ile sağlanan) hastamıza mavi kod verildi (yani acil yardım gerektiren hasta için sorumlu ekip toplu bir anonsla çağırıldı) ve koştuk acaba yaşama tutunmasına vesile olur muyuz diye... Giydik tulumları, taktık siperlerimizi, koşuyoruz yoğun bakıma doğru! Hemşire arkadaşlar kan almaya çalışırken eline batan iğneler mi desek bizim hasta ile burun buruna yaptığımız muayene, göğüs masajı ve oksijen desteği mi desek... Küçücük odada bir canı kurtarmak için herkes var gücüyle uğraşıyordu. Bir andan hastamı ambularken (kabaca 'aletle solunumuna yardım ederken') bir yandan çevremi gözlemleme fırsatım oldu. Hasta başında göğüs masajı yapan bir diğer doktor beyin alnından akan terlerin siperliğini nasıl da buğulandırdığına şahit oldum. Bir yandan hemşire arkadaş eline iğne batırmış ama umrunda mı? Tedaviye devam ediyordu. O an içimden tarifi imkansız duygular geçti. Ve hastanın kalbi yaşama yeniden tutundu, yani hastamız geri döndü. Mutlulukla acil servise doğru yola koyulduk hemşiremle. Tabii ele batan iğneden ötürü covid, hepatit ve diğer bulaşıcı hastalıklarla burun buruna gelmesi söz konusu... Bütün bunlar içimizi kemirmiyor değildi. Evdeki yaşlı anneme, babama, küçük kızıma bulaştırır mıyım? Cevabı bizce muamma  olan sorular... 

Tabi bu yoğun stresin bedendeki ve ruhtaki etkilerini silmek lazım ki normal yaşantımıza devam edebilelim. Nasıl olacak peki? Ben, başta güzel bir abdest alırım hastaneden gelince. Vücudumdaki kirler nasıl akıyorsa abdestle, hastalıkların da öyle akacağına inanarak alırım abdestimi. Ruhumu dinlendiren en büyük nimetin namaz olduğuna inanırım, her nimetin şükrü kendi cinsindendir diye sağlığımın şükrünü namazla yapmaya çalışırım. Kur'an dinlemelerimi bu dönemde biraz daha artırdım çünkü ayetlerin mucizevi şekilde şifa verdiğine inanırım. Yirmi dakika sevdiğim bir kitaptan okuma yapar, birkaç satır dahi olsa yazı yazar, sevdiğim arkadaşlarımla hasbihâl eder; günümü doldururum. Acil gibi riskli ortamda çalıştığım için 'yarın sağlığımı kaybeder miyim' korkusuyla her anımı daha çok şükürle daha dolu dolu geçirir oldum. Bu pandemi günleri sanırım bize çok şey öğretti ve öğretmeye devam ediyor. Aslında ne kadar çok nimet verilmiş ama biz hiç fark etmeden, değer bilmeden yaşıyormuşuz... Ruhumuzun ve bedenimizin huzuru, şifası bize çok yakınmış. Bir dua kadar, bir namaz kadar, bir ayet kadar, bir dostun hatırını almak kadar... Şifa ile kalmanız duasıyla...

/Sükût-u Vaveyla

4 yorum:

  1. Ne güzel anlatmışsınız durumu... Allah hepinizin yardımcısı olsun. Ve her soluklanmak istediğimizde kendini Kur’an’ın başında bulunlardan etsin bizi. Emeğinize sağlık ❤️

    YanıtlaSil
  2. Bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir
    Samimi duygularla yapılan işler elbet karşılık bulur
    Büyük özveride bulunan bütün sağlıkçılarımıza gönülden teşekkürler iyiki varsınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel dediniz. Sizler de iyi ki varsınız güzel insanlar :)

      Sil

Hanım Sahabelerimiz Serisi -3- Hz. Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (ra)

  DİRAYET TİMSALİ ÜMMÜ SELEME BİNT EBİ ÜMEYYE ( R.A) Hayatından kısaca bahsetmeden önce belirtmek isterim ki sahabe efendilerimizin hayatlar...