19 Ağustos 2020 Çarşamba

Kariyere Dair -6- BİR ZAMANLAR HEPSİ HAYALDİ




Çıktık bir yola. Dönüşü yok. Bize düşer o yolu tamamlamak. Peki önemli olan sadece o yolda yol almak, onu tamamlamak mı? Yoksa her ne iş yapıyorsa onun hakkını vermek mi? Yaptığımız işin hakkını verenlerden olmak. Değil mi dostlar.

Önceki yazılarımdan belki biliyorsunuz beni. Tıp okuyorum, 22 yaşındayım. Şimdiki yazımız da geleceğe dair planlarımız, hedeflerimiz ile alakalı. Yazımın başlığında yazdığı gibi bir zamanlar hepsi hayaldi, hakkımda en hayırlı olacak şekilde gerçek olurlar inşaAllah.

Öncelikle mesleki hayatıma dair hayallerimden, hedeflerimden bahsedeyim. Tıp okumama rağmen ilaçlarla aramın iyi olduğu söylenemez. :) Zaten üniversiteye geçmeden önce de çok ilaç kullanan biri değildim. Son raddeye geldiysem içerdim. Benim hayatımda büyük değişikleri vesile olan Aidin Salih hanımefendinin kitabı Gerçek Tıp'tır. Açıkçası ilk okuduğumda hakiki anlamda sağlıklı olmadığımızı anladım. Tamam hepimiz hastalık hastası değiliz. Ama bedenimizin, beynimizin hakkını verdiğimiz de söylenemez. Her yediğiniz yemekten sonra büyük abdeste çıkıyor musunuz veya yemek sonrası kendinizi rahat hissediyor musunuz? 4-5 saatlik uykudan sonra kendinizi dinç hissediyor musunuz? Uyandığınızda ağzınızdaki tat güzel mi? Vücudunuzun kokusu güzel mi? Vücudunuz esnek mi, ayak baş parmağınız ile alnınıza dokunabiliyor musunuz? Dizleriniz üzerinde veya bağdaş kurarak istediğiniz kadar oturabiliyor musunuz? Rüyalarınızda koku,tat, renk algılayabiliyor musunuz? Tüm bu sorulara cevabınız evet ise sağlığınızın yerinde olduğu söylenebilir diyor Aidin hanım. Acaba ne kadarına evet diyebiliyoruz? Kapasitemizin çok altında yaşıyoruz. Kitapta aynı zamanda iyileşen hastaların hikayeleri de vardı. Beni en çok onlar etkilemişti. Gerçekten çok kötü vakalar vardı. Ve elhamdülillah iyileşmişlerdi. Kronik hastalıklar olarak bildiklerimiz aslında kronikleşmeden iyileşebiliyordu. Bu hakikat beni çok etkiledi. 

3 senedir İstanbul'da Sağlık Bakanlığının düzenlediği Uluslararası Geleneksel Tıp Kongresi var. Bu sene Covid-19 pandemisi nedeniyle yapılamadı. Geçen sene gitme fırsatım olmuştu elhamdülillah. Ve inanır mısınız dünyada geleneksel tıpla ilgili bir sürü ciddi çalışmalar yapılıyormuş. Ve ülkemizde de artık ciddi çalışmalar başlamış. Gerçekten bir haber kalmışız dünyadan da geleneksel tıp adam öldürdü diye haber başlıklar atmışız. Canı veren de alan da Allah. Vakti gelince hiçbir uzmanlık alanı ölümün önüne geçemez. Tıpçılara ölümle ilgili fakültede ayrı bir ders vermek belki de çok iyi olacaktır. Ölüme bakış açımız problemli..  İnşaAllah günün birinde tüm bakış açılarımız Allah'ın razı olduğu şekilde biçimlenir.

Hâl böyleyken ben geleneksel tıbba bayağı gönlümü kaptırdım. İnşaAllah ilerde TUS'ta uzmanlık olarak ayrı bir bölüm açarlar. Şu anda bildiğim kadarıyla dahiliyenin yan dalı olarak fitoterapi var. Bitkiler ile tedavi... Bilmiyorum hangi uzmanlığı seçerim. Zaman içinde açılan başka bir alana da geçebilirim. Ama tek bildiğim geleneksel tıpta profesyonel bir şekilde ilerlemek istediğim. 

Bu konuyla alakalı açıklamak istediğim başka bir önemli nokta var. İlaçlara çok karamsar bakıyordum. Ama işin fıkhını öğrenince bakış açım değişti. Maalesef ilaçlarda haram maddeler olabiliyor. İlaç prospektüsüne bakın, bazılarının içindekiler kısmında etil alkol yazısını görebilirsiniz. E biz biliyoruz ki haramla hakiki tedavi olmaz. Hekimler olarak da hangi ilacın içinde haram madde var bilip aynı etkide içinde haram madde olmayan ilacı hastalarımıza tavsiye etmemiz gerekiyor. Peki haram madde de olsa içinde yaşaması için elzem, almazsa ciddi problemler yaşayacak ve başka da tedavi yöntemi bilinmiyorsa, ulaşılamıyorsa şimdilik napcaz? İşte o nokta şer'en izin var. İlacı içebilir. Tamam izin var. Fakat biz biliyoruz ki Allahın Resulü, Allah'ın şifasını indirmediği hiçbir hastalık olmadığını, haram ile tedavi olunmadığını bize söylüyor. Bir tek yaşlılık ve ölümün çaresi yok. Bu noktada görev hekimlere düşüyor. Helal tedavi yöntemlerini ortaya çıkarmak veya yeni yöntemler bulmak. Bu yazıları okuyan hekim arkadaşlarım, çok ciddi bir sorumluluk var üzerimizde. Allah mesleğinin hakkını verenlerden eylesin bizleri.Velhasıl işin fıkhını öğrenince ilaçlara karşı çok katı olan tutumum değişti. O yüzden güzel insanlar, siz de ilaçlara mesafeliyseniz silip atmayın onları. Onlara ihtiyacı olan insanlar var. Kullanmak zorunda olanlara da biliyorsanız eğer işin ehli başka doktorlara yönlendirebilirsiniz. Ama ilaca karşı onları doldurup yanlış şeyler yapmaya da sebep olmayalım.
 
Bu konu hakkında son nokta: herkes kendi tedavi yöntemini seçebilir. Adam ilaçla tedavi olmak istiyorsa zorla akupunktur yapamayız. E hacamatla da tedavi olmak istiyorsa da ona o yolları açmalıyız. Hastanelerimiz çok amaçlı olmalı. :) Geleneksel tıp ile modern tıp beraber olmalı. Hasta neyi isterse onu seçebilmeli. 'Hastane' kavramını da değiştirelim hatta. Şifahane olsun. Şifa bulunan yer olsun. Hastaların toplandığı yer olmasın. 

Peki geleceğe dair başka hedeflerim neler? İtiraf etmek gerekirse bu yazı vesilesi ile hekimlik dışında başka bir konuda çok net bir hedefim olmadığını fark ettim. Düşününce tüm insanlar faydalı bir hekim olmak, ilimle insanlığa hizmet etmek, Allah'ın razı olduğu bir tebliğci olmak, iyi bir anne olmak, fakir insanlara maddi destek sağlamak, iyiliği güzelliği yaymak gibi ifade edebileceğim genel hedeflerim var. 
A bir de şu an aklıma geldi iyi bir aile için katıldığım bir grup var: Anneler Okuyor. Belki Instagramdan biliyorsunuzdur. Bu gruba dahil olmayı tavsiye ederim herkese. :) Biz kocaman bir aile olduk. Annelik, iyi bir eş ve iyi bir insan olma adına bizim için seçilmiş çok değerli kitaplar okuyoruz elhamdülillah. Her ay da kitabın tahlili oluyor. Kendi adıma konuşacak olursam, bir şeyi yapmak zorunda olmasam çok uzun soluklu bir iş yapmak pek kolay olmuyor. O yüzden gruplara katılmak benim için çok faydalı oluyor. Bunun dışında da okuldaki arkadaşlar ile kitap okuma alışkanlığını yerleştirme adına da bir grup kurduk. Belirlediğimiz kitaptan her gün dört sayfa okumak hedefimiz. 
Az gibi görmeyin. O az olanlar devamlı olursa çok oluyor. :) Biz bu şekilde bir ilmihal, bir Kur'an meali bitirdik elhamdülillah. Şimdi de hadis kitabı okuyoruz. Kitap okumayı oturtamamış veya dini bir kitabı sürekli okumakta zorlanan arkadaşlara tavsiyemdir, çok güzel oluyor. İnsan aynı zamanda unutan bir varlık olduğu için her gün okuma ile de hatırlatmalar yapıp İslam ile bağını bu kanal vesilesi ile de perçinlemiş oluyor.

Başka başka... Belki yetimhaneyle ilgili ilerde bir proje yapabilirim. Dediğim gibi bayağı genel hedeflerim var, bunu özele indirgeyip projeler üretmem gerek ki ona göre şimdiden hayatımı şekillendireyim.

Son olarak tarih okumaları da yapmak istiyorum. İnsan kendini bilmeyince aynı hatalara düşüp duruyor. Tarihi ile barışık olmayan insanlar da çok güzel zihnimizi bulandırabiliyor söylemleri ile. O yüzden her insan tarihini çok güzel bir şekilde bilmeli. Anneler, babalar, anne adayları, baba adayları önce siz tarihinizi çok iyi bilmelisiniz sonra da evlatlarınıza öğretmelisiniz. Sizin küçük yaşta sevgiyle verdiğiniz o bilgiler çocukta özleşecek, inşaAllah kendini bilen, tarihini bilen, fesatçılar fırsat vermeyen çocuklar yetişecek. Ellerinizdeki fidan hükmündeki çocuklarınıza çok iyi bakın olur mu? Dünya nefessiz kaldı, oksijene çok ihtiyacı var. 

Yazımı bitirmeden önce sizden dua istesem olur mu? Kitap okumayı hâlâ yerleştirebilmiş değilim. Tarih okumalarına da başlamak istiyorum. Ve öğrendiğim ilimlerle Allah'ın razı olduğu şekilde, ihlasla amel etmek istiyorum. Rabbim bu yazıyı okuyan herkese bunları ihsan etsin. Okuyamasa da canı gönülden isteyenlere ihsan etsin. :) Bana da dua ederseniz çok sevinirim. Sırtımız kuvvetli, yolumuz açık olsun. 

/Müberra

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hanım Sahabelerimiz Serisi -3- Hz. Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (ra)

  DİRAYET TİMSALİ ÜMMÜ SELEME BİNT EBİ ÜMEYYE ( R.A) Hayatından kısaca bahsetmeden önce belirtmek isterim ki sahabe efendilerimizin hayatlar...